20080511

DARKO

İlk gördüğümde dün inanamadım; yalandır dedim. beyazperde.com'da gördüm yok yav dedim. ek$i'de entry gördüm imdb'de arattım ve inanadım. Geliyor: s.DARKO geliyor. Amanin, yani güzel filmdi yani zaman mekan etc etc. de uu beybi heycan yaptım bi kere kız kardeş falan acaba Donnie'yi görür mü, tavşan hala aynı tavşan mı? Lost'ta Desmond sevdiceğine kavuşabilecek mi? Penny için şöyle böyle diyorlar. Bugün Beşiktaş'a bi quest için gittim. Hani hatırlarsınız belki, böyle rengarenk halkalardan olurdu böyle şıkır şıkır sallanırdı bilezik gibi bi oyuncak vardı. İşte onu aramak için çıktım yola. Aslında onu aramak için değil uyandım ve hmm Taksim'e bi gideyim dedim. Sonra yolda Beşiktaş'ta inerim bişeyler yaparım diye düşündüm. Öyle de oldu zaten, direkt bi ara sokağa girdim. Açım ama gitmem gerektiğini hissediyordum. Bi anda küçüklüğümden gelen bir koku sardı etrafımı. Açık şampuan olabilir, şekerleme olabilir belki ikisinin de karışımı. Ne oldugunu incelemeden yola devam ettim. Baktım bir oyuncakçı önünde bi kız dikilmiş bana bakıyor. Hani kaldırım zaten sıkışık, geçmek mimkin değil. Bi de dikilmiş. Güzel kızdı vesselam da içimdeki ses gir içeri dedi. Girdim efem. Birazcık sessiz sedasız ilerleyince, 2 yaşındaki kızına oyuncak arayan hanıma selam verdikten sonra aklıma o oyuncak geldi. Ben böyle küçüklüğümüzde vardı,rengarenkti, hışırdardı. Bilezik gibiydir derkene adam görevliye seslendi, friskelerden versene diye. Friske olmayabilir, çok hızlı ismini söyledi ama neyse friske diyelim, onlardan bi tane verdi. Fekat ben iki tane aldım. Böyle ellerimde dolaşırken, o girdiğim ara sokaklarda gözüme batan bir çantacıdan çanta alıp, içine attım friskeleri, çünkü elimde komik gözükmekteydiler. Açım hala ha, ne yesem diye bakınırken girdim bi migrosa üç beş bir şey daha aldım. Baktım halen açken Barbaros Hayrettin bulvarında Kızılay kan topluyor vereyim dedim. Bi kuyruk bi bürokrasi sormayın, üşendim. Neyse kan verme konusunda kendime cesaret toplayım diye, oturdum o müzenin karşısındaki topların bir ucuna. Otururken öyle topun üstünde gene böyle LOST tarzı flashbackler gördüm, ki bu ara çok oluyor. Aman dedim, kalk dedim kendime yemek alayım. Girdim hemen karşıdaki KFC'ye bir Kentucky menü aldım. Beytiden sonra KFC'nin biscuit'i ile kaçamak bir ilişki yaşadım; saklayacak değilim, ama aradaki mesafeden ötürü pek yakınlaşamadık. Neyse menümü aldıktan sonra aşağı indim. Hınca hınc dolu olan üst kata inat, aşağı katta 3-4 çift vardı. Biz de biscuit'le onlara hunharca bir bakış atıp, bim bam bom çatlasın düşmalar şarkısını söyledikten sonra yemeğe devam ettik. Yemeğim biter bitmez hiiiç konuşma yapamadan beklemesiz kalkınca sanki yadırgandım ama napalım acele etmem gerekiyordu. BJK ve GS maçlarından dolayı şehir çok kalabalıktı ve A noktasından B noktasına gidebilmek için çok uğraşmak gerekiyordu. Hemen Gabriel Garcia Marquez'in Yüzyıllık Yalnızlık kitabını Alkım'dan istedim. Ama seçici davranarak ingilizcesi olsun dedim. Kadın o yok biz de dedi, ben de gazımı alıp, şansımı zorlasam ispanyolcasını bulabilir misiniz diye sordum. Şimdi ispanyolcamın Hola, quanta costa?'dan daha ileri gidemediğini varsayınca komik geliyor kulağa ama havamı bastım. Kabalcıda da farklı bi durum yoktu. En iyisi Homer'a para bayıp almak kitabı. Yürü yürü, ateşli BJK taraftarları eşliğinde Taksim'e gelip, direkt shuttle'a bindim. Yorgunum kıh kıh diyerek yattım uyudum. Aslında uyudum sandım ama sanju ni yonju ni seslerini duyunca kulaklarım dikildi. Hemen sormak istedim doko e ikimas ka diye ama yanında öğretim görevlisini görünce cevabın daigoku oldugunu anlamak içten-işten- bile değildi. Birden Kate çıktı karşıma Kate tamam hoş da ilginç bir şekilde aklımda Penny vardı ve koyu mavi bir gömlek giyiyordum. Yüzümü falan görmedim ama kanımca Desmond olmuştum, adada o sahil senin bu monster benim koşturuyordum. Bi anda dizimde bir elin varlığını hissederek şak diye gözümü açtım. Önce anlamadım ama okula gelmişiz "Kimlik" diyen amcayla tekrardan karşılaştım. Hebe hübe yorgunluk sarhoşluğundan ötürü olsa gerek yalpalayarak indim servisten ve şak odaya girdim. Sonra ne oldu tam hatırlamıyorum ama ben kahveye iniyorum dedikten sonra en son rerere rarara gassay gassay cimbombom dediğimi hatırlıyorum. Sonrası Darko'nun varlığını keşfetmem, bloğuma girmem ve yatmam. Off flashforward oldu bu da. buenas noches mina-san.

0 comments:

2006-2012

Hayır efendim bu kesinlikle ek$isozluk özentisi bir yazı değildir, sadece ucu kıytırık yerlere varan kendi öz inancımdan kaynaklanan bir bitim tarihi ve copyright mevzusudur. İşbu yazı burada olduktan sonra buradaki yazılar ve imajlar Birleşmiş Devletler İnterneti Koruma ve Geliştirme yasası altında ulvi haklar doğrultusunda korunmaktadır. Şimdilik buradaki yazılar, mittafa tüzel kişisinin okilovebeytiverymuch adıyla internete bir yansımasıdır ve bu yansımayı mittafa pek sevmektedir. Hatta bu tüzel kişi, artık tüzel olmakla kalmamakta, tüzel kişilikleri içermektedir, içerecektir, içermelidir. Eğer bu itirazınız varsa bi şekilde ulaşmanız pek tabii mümkündür. Süpaneke dinimiz amin