20080117

Boğazımda bir acı var::Bir Linear Masalı


Dün bir bugün iki yarın üç diye giden sabır sınırlarımda dün 18 bugün 19 olan bir bünyeyi taşıyan bendeniz neşeli şartlar altında final döneminde hayatta kalmaya çalışıyorum. Yazın alsam A almamın bi ihtimal olduğu; fakat an itibari ile bana kamçık atmış beni deli gibi aşağılara sürükleyen, hatta aşağıları geçtim gelecek dönem almam gereken dersi alamamamı sağlayacak bir dersim var. İşte tutuşan bir yerlerimle IC'nin yolları taştan diyerekten yataktan fırladığım gibi, kahvaltı tuvalet haberler üçlemesinden sonra IC'nin yollarını tuttum. Gittiğimde abartısız saat 2ydi; güya 9da uyanıp çokçana çalışçaktım :D. Kendisine kütüphane dememize kızılan bu IC mekanı oldukça kalabalık bir günündeydi. İşbu can pazarında ben de 2-3 saat çalıştıktan sonra çilekli jöle kıvamına gelmiş beynim enfes bir koku algıladı.Olamaz, olamaz desem de o tam karşımdaydı. Öylece duruyordu. Önce biraz bakıştık karşılıklı, sonradan o olduğundan emin olduğum anda vahşi bir hamle ile kapağını açtım. Evet, acılı çiğ köfte tam karşımda duruyordu. Hem de hiç beklemediğim bir yerde. En son ne zaman karşılaşmıştık diye sordum kendime, 1 yıl, 2 yıl? Homidigırtlak yedikten sonra ufak bir acılık hissettim boğazımda. Ah o acı tad. Hadi iyiydi de şu anda şu satırları kağıda içi su dolu mermer bir koltukta yazmamın sorumlusu kanımca kendileri. Ama değdi mi değdi, kesinlikle değdi yani. Bu arada geçen hafta ex-aşkım beyti ile tartıştık. E tabi insan hergün birlikte olunca belli bir süre sonra bıkıyor haliyle. Bir de o hafta içinde aynada pöpelek göbeğimin birden peydahlamış olduğunu görünce çok ciddi bir şekilde tartıştık. :( Bazı şeyleri konuşmak açıklığa kavuşturmak için yemeğe çağırdım. Fakat o da ne gıcık kaptığım; görünce böyle tüylerimin diken diken olduğu şeyi yanına almış. Sevmem. 18 yıllık yaşamımda şalgam ve ben hep uzak durmaya özen gösterdik ve başarmıştık da ama ayıp olmasın diye ufacık bir yudum aldım. Aldım ama ne almak, o ekşi o acı tad içinde halen mevcud. Hiç değişmemişsin dedim, o da bana aynı şeyleri söyledi. Fakat yemekte kebabla birlikte yudumlayınca, nirvanaya ulaştım resmen. Ovv anlatılmaz yaşanır yani o derece. Ve o yemek sonunda ne kadar sadık bir erkek olduğumu tekrardan gördüm. Şu aralar arkadaş takılıyoruz, eskisinden daha az görüşüyoruz ama sanırsam o bana ben de ona hala deliler gibi aşığım. 14 şubat için ona bir sürpriz bile hazırlık planı içindeyim. (L) Beyti, çiğ köfte ile olan kaçamağımı hiç duymaz umarım. Hoş bugün odaya davet ettim gelmemiş. Arkadaştan istedim Dia'dan al bi paket diye, odaya geldim yoktu. Aramamış bile beni:( Beni istemeyeni ben de istemem. 2 saat önümde öylece durdu, yanında Amerikan salatasıyla konuşup bir kere bile arkasını dönüp bir şey demedi bana. Hain köfte işte. Neyse belki eskiden olduğu gibi senede bir çıkar gene karşıma. Hem boşa masraf çıkarmaya gerek yok, beyti ile mutluyuz. Offf of, neyse sınavda bana başarılar, geçmiş doğum günüm de kutlu olsun.

20080101

1 2 3 4 5...n...2008


Yeni yıl yeni yıl yeni yıl kutlu olsun, hepimiz mutlu olsun.

Efenim dün araştırıyorken gördüm ocak'ın biri
Isa'nın sünnetinin yapıldığı günmüş. Yani öyle yazıyor enteresan di mi şu piyangodur, zarttur tombaladır,zurttur hepsi Isa'nın sünnet düğününün bir parçası meğersem. Küstüm oynamıyorum, bir daha piyango bileti almıycam. Hoş ilk defa son iki rakamdan dolayı amorti dışında bir ödül kazandım. Çok farklı bir duygu tabi ama ne bileyim gidip o parayı almaya üşeniyorum doğrusu. Şimdi gitsen 50ytlnin çeyreğini verecek adamlar. Yani 12.5ytl, taksim'e git gel zaten etti 12ytl shuttle parası. artık 50ykr'ye ne alırsam. Yok yok vazgeçtim ben, oynamıyorum.Zaten hiç anlamamışımdır insanlar gitcekler zilzurna sarhoş gircekler sonra bütün yıl yalpalayarak yürüycekler. Yok efenim yok oturun evde işte :D ne güzel Victoria's Secret vardı. Evet vardı, ne güzel işte dansöz desen dansöz değil, tam sünnetlik gösteri işte. Böyle tüyler uçuşuyor, melekler falan yeryüzünde, yani yılbaşında tv'de izlenecek 2 şey vardır, biri piyangı çekilişi bir diğeri de Victoria's Secret. Evet ikisini de ben yaptım, hem de deliler gibi tıkınaraktan. Efenim o dehşetengiz dolap oldu size tamtakır kuru bakır. İçinde bir dal dil peyniri 2 tane de açılması namümkün şişe kola kaldı. Hüzünlüyüm içemedim o kolaları. Çok istesemde. Neyse gelecek yıla artık. Artık peyniri de gelecek yıla saklıycam sanırsam. Hoş geçen yıl 6 ay boyunca kullanılmamış bir yumurtamız vardı, kendisi toksik atık muamelesi gördü uzun bir süre. Peynir 12 ay beklese ne olur bilemiycem ama şunu bilirim bir gün evde damla Coca-Cola kalmamıştı, yani öyle biliyordum ben dolabı bir açtım bir de ne göreyim. Yıl 1997, Coca-Cola'nın güne tenekesinin 250.000liraya satıldığı dönemler. Yazın tv'de güneş sıcaktan bunalmış Coca-Cola içiyor. İşte o dönemden kalma 330cl'lik bir teneke kola. Açılmamış, o tarihten günümüze durmuş. Abartmıyorum oldu böyle bir şey. Saklasak saklardık ama dayanamadım o gazı kaçmış iğrenç şeyi içtim ama, resmen zamanda yolculuk yaptım. Hey gidi 90lar hey gidi. Şimdi ise 2000lerdeyiz. 00lar da diyemiyoruz.10lar mı diycez acaba 2010'dan sonra? Kim bilir?
Mutlu yıllar tekrardan.

2006-2012

Hayır efendim bu kesinlikle ek$isozluk özentisi bir yazı değildir, sadece ucu kıytırık yerlere varan kendi öz inancımdan kaynaklanan bir bitim tarihi ve copyright mevzusudur. İşbu yazı burada olduktan sonra buradaki yazılar ve imajlar Birleşmiş Devletler İnterneti Koruma ve Geliştirme yasası altında ulvi haklar doğrultusunda korunmaktadır. Şimdilik buradaki yazılar, mittafa tüzel kişisinin okilovebeytiverymuch adıyla internete bir yansımasıdır ve bu yansımayı mittafa pek sevmektedir. Hatta bu tüzel kişi, artık tüzel olmakla kalmamakta, tüzel kişilikleri içermektedir, içerecektir, içermelidir. Eğer bu itirazınız varsa bi şekilde ulaşmanız pek tabii mümkündür. Süpaneke dinimiz amin