20071231

Yıl sonu gecesi Vol.2


Dehşetengiz bir buzdolabına sahibim. Niye diye soracak olursanız büyük bir ihtimalle e yeni yıl diye anlamsız bir cevap vermekten alamam kendimi. E yılbaşı geliyor tabi, heleki benim gibi evde-hadi evi geçtim yurt odasında geçirecekseniz, adam akıllı bir stoğunuz olması şart. Aslında deli hayaller kurmuştum; tombalasıydı ışığıydı zartıydı zurtuydu büssürü ithal bisküvi alacaktım ama olmadı alışveriş çılgınlığı denen hadise beni Pull&Bear raflarına hapsetti, sonra D&R'dan filmini merakla beklediğim ama bi türlü gidemediğim, gitsem beğeneceğim ama filme yapılan eleştirilerden sonra euh diyerek üşenmeyip o kadar para bayıp kitabını aldığım Altın Pusula. Efenim sadık bir Nikol hayranı olup, filminin fragmanını sevsem de işte namümkün oldu gidebilmem o filme ama olsun Majisteryum hazretleri ile bizzat tanışcam. Gene dolaylı olacak ama doğrudan dolaylı. Hani sonsuz sayıda sınırlı noktalar kümesi gibi. Muamma, dilemma, ikilem, düzlem, len? Gene saçmaladım kusruma kalmayın. Malumunuz sınav derdi olmayınca insan böyle genişliyor, jöle gibi yayılıyor. Konu yayılmak olunca zaten jöle bir, tembel insan ikidir. Tembelim demiyorum ama bi tişörtü aldıktan sonra aldığım yere bırakmam-katlamam dursun ortada ne zararı var di mi? işte böyle bir yayılma sonucu fark ettim ki ne oturacak yerim ne de yatacak yerim var. Odada tek boş yer giysi dolabım olmuş, e orada da uyumak mümkün değildi diyerekten bi tükürük sağ elime diğer tükürük sol elime ver elini B5102 dedim ve düzeltmeye koyuldum odayı. Ha bi de A5102si vardı bunun iki sezon önce, gene odada girmiştim yeni yıla, eh eh eh ne gündü ama. O biskremimsi bisküvinin tadı hala aklımda... Şimdi dolapta Biskrem Dark mı Darko mu Darker mı ne öyle bir şey var. Belki güzeldir tadı hiç denemedim. Deneyince söylerim. Böyle şans eseri beytikebabı yedim bi gün. Adamlardan, Kazım Usta'ydı galiba, kaburga istedik bize o yok bu olur şu olur dediler, ismi çok hoşuma gitti. Denemişliğim yok ama Beyti alalım o zaman dedim. O zaman bu zaman, o gün bugündür ille de Beyti Kebabı, yiyin efendim tavsiye ediyorum. Şimdi siparişim gelmiş, gitmeli almalı yemeli. Ne demiş Prof. Dumbledore: Yumulun!
Yıl sonunuz kutlu olsun ifenim, saygılar, mutlu yıllar.

20071218

Sushi, Udon, Mama



Efenim ben böyle İstiklal'de ya da Beşiktaş'ta ya da bilimum alışveriş merkezlerinde dolaşırkene ünlü sima görmeye bayılırım. Yani bir adım uzakta dokunulması imkansız gibi görülen insanlar seninle aynı havayı soluyor.

Yok yok, konserine gitmek gibi bir şey değil bu. Çünkü kendi isteğiyle gelir kendisi, ama bu rastlaşma bir kaçamaktır, acaba o mu duygusu vs vs. dir ve tadı muazzamdır. İşte soğuk bir İstanbul akşamı, SUTJEK klubü ile bir Japon lokantasında kimi göreyim bir de. Sertap Erener. 2006 yazında bizim okulda konser veren, küçükken şarkılarını dinlediğim insanla aynı yerdeyiz. Aynı masa olmasa bile bir adım arkamda yemek yedi. Hem de benim yediğim şeyin aynısından. Böyle garip bir duygu olsa gerek. Neyse garip ve lezzetli bir deneyimdi şahsen. Kendimi birkaç dakikalığına ünlü hissetmedim değil.

Neticede insan hissettiğidir.
Yoksa değil midir?

20071211

Just Easy as A.B.C


Valla saat tam olarak kaçtı bilmiyorum ama sanırsam gecenin dördü. Bilen bilir bizim dağ başındaki okulun yanında ufak bir yerleşim var. Böyle köy desen köy değil, kasaba hiç değil. Bir metropolün kustuğu bir yer bence. Belki oranın karşısındaki tarla arazisinden geldi kim bilir. Sonuçta gecenin geç ve ürkütücü olduğu bir vakitti. Böyle 3-4 köpek delirmişcesine havlamaya başladılar. Korktum tabi haliyle. Hani uzaklar falan da, ne bileyim rahatsızlar belli. Havanın soğuğu, belki yoldan geçen bir otomobilin ışığı, yok yok belki de bir katilin hain planları. Öyle ya da böyle bir rahatızlıkları vardı ve ben de korktum. Bugün işte okulun dışına çıktım. Saat o kadar geç değil ama gece 11. Aynı köpekler olsa gerek, gene başladılar havlamaya. bu sefer daha yakından. Daha gür, daha güçlü daha korkunç. Arabaya nasıl atladım bilmiyorum, ama hedefleri bendim sanki. Yok ben değildim de sadece egosentrik yaklaşmak istedim. Buralara kar yağmadı hala bu arada. Yağsa kışın geldiğini anlasak. İnatla kuşlar cıvıldaşıyor. Hem de gecenin geç yarılarında. Neyse ki kulağımda Justice- D.A.N.C.E ezgisi loopa takıldı da böyle neşeli neşeli yaşıyorum. Tam cheer müziği. Klibi de ne menem şey öyle. Böyle tüm t-shirtlere hasta olduğum yetmezmiş gibi o vokaldaki dalgalanma beni benden alıyor. Kayıp gidiyor kulağımdan. Hatta bir kulağımdan girip diğerinde çıkıyor ve bunu hissediyorum. Bugünün bir de önemi var aslında. 5Ytl orta boy pizza yiyen var mı aranızda. Evet şaka gibi, Dominos Pizza'nın 80. şubesi şerefine bugün fiyatlar 5Ytl'ye indi. Vauv! O dublex hamurun içindeki peynir. Hmmm. Sınav çıkışı homidigırtlak pizza. Yanlış hatırlamıyorsam yazın 50. şubelerini açtıklarında da böyle bir kampanya vardı Dominos'ta yani 100. şube şerefine; pizzalar gene 5 Ytl olacak. Şaka gibi. Belki de köpekler pizza kokusuna havladılar kim bilir şimdi sesleri kesildi çünkü. Sessizlik iyidir çünkü. (Bazen.)

2006-2012

Hayır efendim bu kesinlikle ek$isozluk özentisi bir yazı değildir, sadece ucu kıytırık yerlere varan kendi öz inancımdan kaynaklanan bir bitim tarihi ve copyright mevzusudur. İşbu yazı burada olduktan sonra buradaki yazılar ve imajlar Birleşmiş Devletler İnterneti Koruma ve Geliştirme yasası altında ulvi haklar doğrultusunda korunmaktadır. Şimdilik buradaki yazılar, mittafa tüzel kişisinin okilovebeytiverymuch adıyla internete bir yansımasıdır ve bu yansımayı mittafa pek sevmektedir. Hatta bu tüzel kişi, artık tüzel olmakla kalmamakta, tüzel kişilikleri içermektedir, içerecektir, içermelidir. Eğer bu itirazınız varsa bi şekilde ulaşmanız pek tabii mümkündür. Süpaneke dinimiz amin